Doç.Dr. İbrahim AKYOL
Bakırlı Köyünün İstiklal Yolundaki yeri
Milli Mücadele yıllarında özellikle 1919–1922 yıllarında Ankara hükümetinin ihtiyacı olan askeri mühimmat ve cephaneyi karşılamak maksadıyla; Rusya’dan gelen cephane ile düşman işgalindeki İstanbul’dan kaçırılan cephanenin önce deniz yoluyla İnebolu’ya, daha sonra karayoluyla Kastamonu, Ilgaz, Çankırı ve Kalecik hattıyla Ankara ulaştıran yola “İstiklal Yolu” denmektedir. Bu yolda nakliyatı sağlamak maksadıyla Milli Müdafaa Vekâleti, 8 Eylül 1920’de yayımladığı bir emirle Kastamonu havalisi komutanlığı emrinde olmak üzere Kastamonu’da bir menzil hat komutanlığı kurdu. Menzil hat komutanlıkları, birer günlük yürüyüş mesafesinde (20-30 km.) menzil nokta komutanlıkları veya konak yerleri kurabileceklerdi. Menzil hat komutanlıklarının görevleri, kendi bölgesi içinde yapılacak sevkiyat ve nakliyatı temin ve çabuklaştırmak, bölgesinden gelip geçecek her türlü birlik ve perakende erleri, taşıt araçlarını yedirmek ve barındırmak, bölgesindeki yolları kendi imkânları ile tamir ettirmek, kendi bölgelerindeki yollar üzerinde asayiş, muhabere ve ulaştırma işlerini düzenlemek, bir nokta komutanlığı emrinde birden fazla konak bulundurmamak ve en yakın menzil noktasına bağlı olmak, konak yerlerinde barındırmak için baraka, zeminlik ve ordugâh açmak ve iaşe için de mutfak, yemek ve su yerleri bulundurmaktı.
Milli Müdafaa Vekâleti’ne bağlı olarak kurulan menzil teşkilatı zamanın icaplarına göre tertiplenmiş olmakla beraber, günün şartlarına cevap verebilecek durumda değildi. Vekâlet, karayollarının daha verimli bir teşkilatla çalışmasını sağlamak için 10 Ocak 1921 tarihinde Sevkiyat ve Nakliyat Umum Müdürlüğü’nü kurdu. Yaklaşık bir ay sonra yani 2 Şubat 1921’den itibaren Kastamonu-Çankırı-Ankara arasındaki sevkiyat ve nakliyat işlerine bakmakla göreve fiilen başladı. Vekâlet’in 14 Ocak 1921 tarihli genelgesinde Çankırı, Ankara, menzil bölge müfettişliği içerisinde Ankara ve Çankırı olarak yer aldı. Ankara menzil bölge müfettişliği yetersiz görülerek 1 Şubat 1921’de Milli Müdafaa Vekâleti, Kastamonu’da bir menzil müfettişliği daha kurdu. Kastamonu menzil bölge müfettişliği ve emrinde olan menzil teşkilatı içinde Çankırı’da bir nokta komutanlığı; Kızılin, Sarayköy, ARAP (BAKIRLI), Aşağıkapı, Yüklü, Eviç’te birer konak komutanlığı, Çankırı memleket hastanesi, Çankırı subay misafirevi kurulmaktaydı. Görüldüğü gibi bugün Şabanözü’ne bağlı olup eski adı Arap olan Bakırlı Köyü’nde Milli Müdafaa Vekâleti, Kastamonu menzil müfettişliğine bağlı, Çankırı nokta komutanlığı emrinde “Konak Komutanlığı” kurulmuş ve bu komutanlık Milli Mücadele’nin sonuna kadar görevini yapmıştır.
Ancak bu konak komutanlığının nasıl çalıştığı ile ilgili ayrıntı bilgilere sahip değiliz. Fakat köyümüzün yaşlılarından dinlediğimize göre, köyde devamlı askerin bulunmadığı, sadece sevkiyatın yapıldığı zamanlarda bazen askerin bulunduğu yönündedir. Çankırı’dan alınan askeri cephane ve mühimmatın kağnılarla Yanlar köyünü geçip Eldivan-Saray dağını aşarak Arap boğazı, Yayla çayından Bakırlı köyüne getirilmekte idi. Burada bir gece konakladıktan sonra Köyün önü, Bağlar içi, Ova mezarlığı, Karakoçaş köyünün önü, Mart köyü yol ayrımı, Kınık köyü, oradan Tüney yolu ile beraber Çandır köyüne ve oradan da Kalecik’e ulaşılmakta idi. Bu yola eskiden beri ULUYOL, bazen de Kervan Yolu denmektedir. Diğer bir yol da Mart köyü önünden ayrılıp Camili dağını aşarak Çubuk ilçesi istikametine gitmektedir ki bu yol da cephane yolu olarak kullanılmıştır.
Bugün, İstiklal Yolunda cephane taşıyan insanlar hayatta değiller. Ancak 2. nesil üzerinde sözlü tarih metoduyla yaptığımız çalışmalarda Bakırlı köyünün İstiklal Yolundaki yerini tespit etmeye çalıştık.
Köye genellikle katır ve at sırtında cephanelerin Çankırı’dan geldiği belirtilmektedir. Bakırlı köyünden de özellikle kağnılara yüklenerek genellikle Kalecik’e oradan da Ankara’ya veya doğrudan Çubuk üzerinden Ankara’ya sevkiyat yapılmıştır.
Köy camiinin önünde bugün Ali Karaali’ye ait olan ev, Cumhuriyet öncesinde köy okulu olarak kullanılır idi. Milli Mücadele yıllarında okul ile köy camii sevkhane olarak kullanılırmış. Çankırı’dan alınan askeri malzemelerin ve cephanelerin köyde muhafaza edildiği yer buralar idi. Bu yerlerin anahtarı Milli Mücadele yıllarında köyde imamlık yapan Ahmet AKYOL’da bulunurdu. Köye gelen misafirler ise köy odalarında genellikle Hatıpların oda, Hacıhalinin oda ve Kiyaligilin odada misafir edilir, bütün ihtiyaçları da köylüler tarafından karşılanırdı. Gelen yolcuların atları da bu odaların atlıklarında kalırdı. Bir defasında şöyle bir olay yaşanır: “ Köye gelen her askeri birlik mensubu, köyün imamından hayvanları için yem özellikle arpa isterler. Ahmet Hoca da bütün köyü dolaşarak hayvanların ihtiyacı olan yem ve arpaları toplar. Herkese istediği kadar verir. Ancak topladığı yem ve arpayı bir türlü yetiremez. Durumu uzaktan takip eden kumandan; Ahmet Hoca’ya “Hoca” der. “Anlaşılan sen hiç gurbete çıkmamışsın. Eğer sen bu askerin bütün istediklerini verirsen senin köyündeki bütün arpalar bu hayvanlara yetmez.” Kumandan, dağıttığı yem ve arpaları geri toplamasını ister. Toplanan arpalar bir yerde biriktirilir. Kumandanın nezaretinde ve onun belirlediği ölçekte yemler, samanla birlikte hayvan sahibine dağıtılır. Sonunda arpa yeter de artar.”
Köyün ileri gelen kadınlarından olan ve Kiridilerin Kezban diye bilinen Kezban Emirahmet, köylerden askerler için ekmek, hayvanları için saman ve yem toplarmış. Bu topladıklarını askerlere ve onların hayvanlarına verirmiş. Köylüler de “sen elekçi olsaydın bütün köyü beslerdin” diye takılırlarmış.
Merakların evleri geçici sıhhıye evi olarak kullanılırdı. Bu evde, gelen kafilede hasta, yaralı varsa tedavisine yardımcı olunurdu. Hatta köyün alt kısmında bulunan “Aktaş” denilen mevkide kazanlar kurulur, bu sıhhıye evinde geçici olarak kalan hastaların çamaşırları, yatakların çarşafları vs. köylüler tarafından yıkanır, temizlenir ve öylece uğurlanırdı. Eğer köyde hastalıktan veya herhangi bir sebepten ölen asker veya yolcu olursa bunlar da bugün “Ova Mezarlığı” denilen mezarlığa gömülürdü.
Sevkiyata başta Bakırlı köyü ile civar köylerden birçok insanın katıldığını sözlü kaynaklar belirtmektedir. Ancak bunların kimler olduğu sorumuza ise ayrıntılı bilgi verememektedirler. Çünkü kendileri 2. nesil kaynak olup edindikleri bilgiler ise çocukken büyüklerinden dinledikleri ile sınırlıdır. Buna rağmen tespit edilebilenler ise şunlardır: Köyün imamı Ahmet Akyol, (Doğumu: 1857-Vefatı: 1940) Kiridi kadın diye bilinen Kezban Emirahmet,(Doğumu: 1869-Ölümü:1940) Yamuklardan Kerim Oflaz (Doğumu: 1891 - Ölümü: 1953), Deligöz lakaplı Hamdi Karaali,(Doğumu:1913-Ölümü: 1982) Karakoçaş köyünden Gadıgillerden Ahmet Şenyiğit.(Doğumu: 1881-1959)
Ahmet Hoca, 65 yaşında iken kağnıyla cephane sevkiyatında bir kere bulunur. Çankırı’dan köylülerle beraber aldıkları cephaneleri, -içlerinde Kiridilerin Kezban da varmış- Ankara’ya ulaştırırlar. Kağnı ile cephaneyi Ankara’ya taşıdıklarında öküzlerin çok aç olduklarını görürler. Ancak Ankara’da öküzlerine yem ve saman bulma imkanı olmadığından, kağnıları Ankara’da bırakırlar, öküzleri ve kayışlarını alıp köye dönerler. Ahmet Hoca, ömrü boyunca Ankara’nın ne kadar uzak bir memleket olduğundan bahsedermiş. Köyde cephane taşıma sırası Kiridilerin ailesine gelince ailede cephaneyi taşıyacak erkek olmadığı için Kezban Emirahmet cephaneyi Ankara’ya götürür. Deligöz lakaplı Hamdi Karaali ise, Kiridiler de hizmetkarlık yapmaktadır. Yaşı küçüktür. Hamdi Karaali aldığı cephaneyi grup halinde Kalecik’e götürür, vazifelilere teslim eder. Kumandan, cephaneyi teslim eden kişinin adını ve aile lakabını sorar. Hamdi Karaali de –biraz saf bir çocuk olduğu için- “Kiridi” diye cevap verir. Kumandan ısrarla adını sorunca hep aynı cevabı alır. Bunun üzerine “Sen yorgunsun anlaşılan. Dışarı çık, biraz hava al gel, kendine gelirsin.” diyerek dışarıya çıkmasını söyler. Dışarı çıkıp biraz sonra tekrar içeri giren Hamdi Karali’ye kumandan kimliğini sorunca “Kiridi” diye aynı cevabı verir. Bu duruma sinirlenen kumandan kayıtları tutan kişiye “Arab köyünden Kiridi oğlu Kiridi” diye yazdırır. Bu olay, Bakırlı köyünde uzun yıllar latife olarak anlatılagelmiştir.
Yamuklardan Mustafa oğlu Kerim Oflaz, medrese mezunu, Medine müdafaasında Fahreddin Altay Paşa’nın maiyetinde bulunmuş bir kişidir. Çanakkale cephesinde savaşa katılır. Milli Mücadele’de ise cephane taşımada görev verilir. Çankırı’dan aldığı cephaneyi Bakırlı köyüne getirir, ertesi günü oradan alıp Kalecik’e ulaştırırdı.
Yamuklardan Mustafa’nın eşi Hafize Nine,(Doğumu:1863-Ölümü: 1931) ailece yaylada yaşarlarmış. Bu kadın sevkiyatın olacağı zamanlarda yaylada ince ekmek, bazlamaç yapar, yanına da bir bakraç yayla yoğurdundan ayran yapıp Uluyol’un kenarına Kapıkaya denilen mevkiye gider, oradan geçen cephane taşıyanlara ekmek ve ayran ikram edermiş. Bunu kendine bir vazife olarak kabul etmiş. Eşi ise zaman zaman “Kadın! Hırlısı var, hırsızı var, arlısı var, arsızı var, her zaman bunu yapma” dese de Hafize nine aldırmaz, fırsatını buldukça bu vazifesini yerine getirirmiş.
SONUÇ:
İstiklal Harbi yıllarında, Milli Müdafaa Vekâleti - Sevkiyat ve Nakliyat Umum Müdürlüğü’ne bağlı kurulan Kastamonu Menzil Bölge müfettişliği ve emrinde olan menzil teşkilatı içinde Çankırı’da bir nokta komutanlığı; ve buraya bağlı olarak bazı köylerle birlikte Eldivan-Sarayköy, ARAP köylerinde birer KONAK KOMUTANLIĞI, kurulmuştur. Bu konak komutanlığının nasıl çalıştığını –şimdilik- bilemiyoruz. Ancak köyümüzün ihtiyarları ile yaptığımız mülakatlar şunu göstermiştir ki; Bakırlı (Arap) köyü konak komutanlığı İstiklal Yolu üzerinde önemli bir geçiş noktasıdır. Çankırı’dan alınan cephanelerin Kalecik’e yetiştirilmesinde ilk durak vazifesini görmüştür. Arap köyünden ve civar köylerden çok katılan olmuştur. Ayrıca köyde bir sıhhıye evi kurularak, daha önce veya sevk esnasında yaralanan askerlerin de köyün imkânları ölçüsünde tedavileri yapılmıştır.
YAZILI KAYNAKLAR
Akpınar, Hamdi, Baran, Mehmet, (1997) Gelenek ve Görenekleriyle Şabanözü-Bakırlı Köyü, Ankara
Akyol, İbrahim (2006) “Şabanözü-Bakırlı Köyü Tarihi ve Mektep Kayıtları” Çankırı Araştırmaları Dergisi, Sayı:1, Ağustos
Arslan, Yüksel, Akyol, İbrahim, v.d. (2008) Geçmişten Günümüze Şabanözü, Şabanözü Belediyesi Yayınları, Şabanözü
Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi, (1975) Türk İstiklal Harbi İdari Faaliyetler (15 Mayıs 1919-2 Kasım 1923) Cilt VII, Ankara
Yeşilay, Mustafa, (2000)Milli Mücadele Yıllarında Çankırı, Gazi Üniv. SBE, Tarih ABD, Basılmamış Doktora tezi, Ankara
SÖZLÜ KAYNAKLAR
Hilmi AKYOL (1927-2011, çiftçi)
Ali KELEŞ (1924 doğumlu, emekli öğretmen)
Hürrem OFLAZ (emekli başçavuş)
Niyazi OFLAZ (1929-2013, emekli sağlık memuru)
Hamdi AKPINAR (1942 doğumlu, emekli müdür)